sızıntıların göl birikintisine bent olan kutlu his damlacıkları. sızar kalbin üstünde kabuk tutmuş yaralardan elemden gam, sürünür hisler yapışır dizelerin eteğine, olur hisler söze boyanarak ram. ucube cihân sermayesinin inci döşeği, şairdir, döşeğin ve örtülerin âmel eden el işçisi. ehli sefa meclisleri kırılır kahkahalarla, aşk, mâşuk ve mâşuke olur meze, işte şiirlerdir meze olanları, çıkaran arş-ı ekbere. kurulan divanlarda şiirler olur beşeri müjde, susar, pusar, sineye dökülür kahkahalar hüzün meclislerinde. şiirler gamlı ve ye’is haritasının sonsuzluk mevsimi, grilerin içine rengârenk gökkuşağı bahşeden adamlar ve kadınlar sermayesi.
utanç, isyan, hakkaniyet, çıldırtan yanlışların süte yatırılışı, ağlamak lüküs olmayınca karanlığı aydınlatmaya yüreğin, yetişir: kalemin, kâğıdın ve kelimelerin insafı imdada. yetim bir sevda mı,yetim bir baş mı, yetim bir ülke mi, yetim bir coğrafya mı? yetim dediğin kendisine yetmeyen, yetmeyen kendisine imân eder, bel bağlar şiirlerin atlas renkli bağlarına, ruhunu yatırır renkli kuyular olan yatağına. şiirler şanlı isyanın âlemdarları, kelimelerden ateşler, dizelerden meş’ale aydınlığı. isyanın en muhteşem ve en dingin söz sanatı, kansız ve tek kişilik çarpışmalar, çoğul bir dar ağacı.